Tünel Bölüm 66

Tünel Bölüm 66

Bu senin…

“Ben de hiç anlayamadım valla. Eşyalarını bile almadan gitmiş.”

Çok üzülmüştü Mira. Çok hem de. Ağzına iki tane daha patates atıp devamını bekledi.

“Tayinini durdurmuş, dedi annem.”

Hay Allah, görüyor musun bak şimdi! Gözlerini iri iri açarak Gamze’yi dinlerken, elindeki hamburgeri ağzına tıktı. Gülümsediği belli olmasındı.

“Seval ile büyük bir kavga olmuş, sonra da ayrılmışlar. Annem ‘Benim paşama kız mı yok,’ diye söylenip durdu.”

Kıkırdayıp patateslerine daldı. Abisinin gidişine bir zil takıp oynamadığı kalmıştı ama çaktırmıyordu. Abisini fazla ezmiş olmamak için konuyu değiştirdi.

“Kızım sendeki de ne şansmış. Azrail ile bir kez daha dans etmişsin resmen.”

Ah, dans ettiği doğruydu ama Azrail ile değil.

Motosiklet sesi miydi o? Çiğnemeyi bıraktı. Sesleri? İşte dört senedir her motor sesinde kalbi böyle ağzına geliyordu.

“Yalnız hastanedeki adamlar neydi öyle? Beni de kurtarsınlar ya! Mümkünse o sarı saçlı olanı.”

Gözü cama ilişince birden öksürmeye başlayan Gamze’nin işaret ettiği yere bakarken kalbi duracak sandı. Emre ve Lukas motosikletlerini park edip içeri geliyorlardı.

İki adam masalar arasında ilerleyip kendilerine yaklaşırken Gamze içinden ‘Kurtarsın demeyecektim, dilim sürçtü, evlensin diyecektim!’ diye yırtınıyordu.

“Merhaba, size katılabilir miyiz?”

Hamburgerleri ellerinde kocaman gözlerle konuşmadan kendilerine bakan iki kızın haline gülmemeye çalıştı Emre. Mira kızarmıştı. Yine.

‘Flört başlasın!’ diye düşünerek oturdu Mira’nın yanına. Lukas’a da siyah saçlı güzelin yanı kalmıştı. Sırıttı.

“Merhaba, ben Lukas Aytekin Akkaya.”

Gamze sadece başını salladı. Gözleri bir saniye olsun adamdan ayrılmadı.

“Gamze Alsan.”

“Ben de Emre Kıraç.”

Gamze öksürdü.

Lokma boğazına kaçtı. Tekrar öksürdü ve gözlerinden yaşlar gelene kadar o lokmayı doğru yere göndermeye çalıştı. Bir yandan da Mira’ya dönmüş, sanki ölüm tehlikesinde olan o değilmiş gibi gözleriyle sorularını iletiyordu.

Lukas kola bardağını uzatınca deli gibi yudumlayıp biraz daha yaşamını sürdürme şansını yakaladı. Artık gözleri Emre ile Mira arasında gidip geliyordu.

“Biz de birer kola alalım, gel Lukas” diyerek onları yalnız bırakan Emre’nin ardından iki kız hiç konuşmadan birbirlerine baktılar.

Gamze bekledi. Uyuz kız bir şey söylemeye niyetli değildi belli ki. Gözlerini çevirerek konuşmasını istedi.

İyi de ne diyecekti Mira?

“Kıraç dedi.”

Başını salladı.

“Emre Kıraç.”

Yine salladı.

“Bu…”

Sessizlik.

“Bu senin…”

Tam arkalarından bir ses geldi.

“… erkek arkadaşı. Mira’nın erkek arkadaşı.”

Ve iki adam, birer içecekle oturdular masaya.

Elini kaldırıp Gamze’ye salladı Lukas “Ben kimsenin erkek arkadaşı değilim.” Ve gülümsedi.