Kategori: Perşembe

Perşembe Bölüm 42

Perşembe Bölüm 42

On yıl sonra Park yolunun misafiri yine oradaydı o perşembe. Minik bir serçe… Sabah kondu ağacın dalına, ardından da banka. Bütün bir gün, gökyüzüne baktı. Kendisine yalanarak yaklaşan o şapşal kedi, pençesini uzatır uzatmaz yine yeri boyladı ve düştüğü yerden sürünerek uzaklaşacak gücü ancak dakikalar sonra buldu. Akşamın ilk saatlerinde serçeden başka kimsenin duymadığı, ondan …

+ Read More

Perşembe Bölüm 41

Perşembe Bölüm 41

Bir an hiçbir şey düşünemedi Selen. Yiğit’in sesi kulaklarından süzülüp beyninin ıssızlaşan koridorlarında yankılandı. Beş yaşında… Zeyra’nın hık demiş burnundan düşmüş kopyasını Yiğit tanıyordu. Kaç yaşında olduğunu biliyordu. Onun bu saatte bu parkta olacağını da biliyordu. Anı olduğu noktada sabitlemeye çalıştı. Gözlerini sımsıkı kapatıp nefesini tuttu. Görmek istemiyordu. Duymak istemiyordu. Eline kimse dokunmasındı. Gözüne kimse …

+ Read More

Perşembe Bölüm 40

Perşembe Bölüm 40

“Gereği düşünüldü.” Mübaşirin işaretiyle ayağa kalktı adam ve kadın. “Tarafların boşanmalarına, dosyada yer alan protokolün aynen onaylanmasına karar verildi.” İşte, bir evlilik birliği daha bozulmuştu. Boşanma; çürüme, bozulma ve yozlaşmanın kaçınılmaz sonucuydu. Mübaşir de, elbette ki konfetilere, çiçeklere, alkışlara değil nefrete ve öfkeye alışıktı. Paranın konuşulan tek konu olmasına, bunun için çocukların kullanılmasına… Timsah gözyaşlarına… …

+ Read More

Perşembe Bölüm 39

Perşembe Bölüm 39

Kurtarılabilecek ilişkiler vardı. Kurtarılmaya değecek ilişkiler… Denesen de elinden bir şey gelmeyecekler… Denemeye bile değmeyecekler… Kurtarmak… bozulmuş, kırılmış bir şeyi onarmaktı. Asla ilk pürüzsüzlüğe dönülemezdi… Sevgi yama tutmazdı. Hayır, sevgi sapasağlam olmak zorundaydı. Çetin badireler atlatacağı uzun yıllara dayanabilmek adına, güçlü temellere sahip olmalıydı. Yoksa ilk birkaç fırtınada elinde kalırdı. Yiğit ve Selen… yanlış başlamışlardı. …

+ Read More

Perşembe Bölüm 38

Perşembe Bölüm 38

Daha restorana girmeden, yolda bitti Selen’in kelimeleri. Yiğit’in yüzüğü geri takmadığını gördüğünde… Ne yaptığı, ne yapmakta olduğu o zaman yerleşti yüreğine. Eller nereye konuyordu? Masanın üzerine? Altına? Saçını kaç kere kulağının arkasına atabilirdi bir insan? Sakin olmalıydı. Sakin. Hiç yapmadığı bir şey değildi sonuçta. Bir restoranda aynı masada karşılıklı oturup yemek yiyeceklerdi. Garson geldi gitti. …

+ Read More

Perşembe Bölüm 37

Perşembe Bölüm 37

Ertesi gün kalbi kulaklarında atarak bekledi Yiğit’i Selen. Bir sonraki gün de. İlk haftanın sonunda ağzında acı bir tat… Gözleri her saniye ekranda bir nokta peşinde… Hiçbir gece saat 03:00 olmadan kapatamadı gözlerini. O saatten sonraki uyku da kimseye yaramıyordu… İkinci haftayı kendisiyle savaşarak geçirdi. Arasın mı? Gitsin mi? Yazsın mı? Neden? Bunları neden Selen …

+ Read More

Perşembe Bölüm 36

Perşembe Bölüm 36

Günlerce düşündü Selen. Boş boş… Sonuçsuz. Ne yapsa, Yiğit ile kendisini yan yana getirecek bir formül bulamadı. Ahmet Bey’i arasa… Ne diyecekti? Babacım? Tabii. Riyakârlığın dibi. Patronuyla bütün etkinliklere gitse… Birinde Yiğit ile karşılaşmayı dilese… Hangisinde? Yiğit gitmezdi ki işiyle bire bir ilgili olmadıkça bu etkinliklere. Parka gitse… Terastan Yiğit onu görse… Çok ezik. Zeyralığa …

+ Read More

Perşembe Bölüm 35

Perşembe Bölüm 35

İlaçlarını düzgün aldı. Kendisine çorba yapıp aksatmadan içti. Üşütmekten, yorulmaktan uzak durdu ve bütün hafta sonunu yatakta, kucağında bilgisayarla geçirdi. Önce okumadığı tek bir satırın kalmadığına emin olmalıydı. Her bir güne tek tek tıkladı. Evle ilgili bir şey yazmamıştı Yiğit. Zaten onun aklına takılan ya da birisine söyleyemeyip kendi içinde şiştiği şeyler dışında yazmadığını fark …

+ Read More

Perşembe Bölüm 34

Perşembe Bölüm 34

Hayaller, küçücük şeylerle yerle bir olabilir. Çok önemsiz. Minik bir detay. O kadar minik ki, dikkat bile çekmez. Kapıdaki zincir gibi. Koskoca kapıdaki minicik bir zincir. Ama işte o zincir, Selen’in kalbini mutlulukla dolduran bir hayali yerle bir etmeyi başarmıştı. Sadece hayaller zinciri takılı bir kapıdan girip çıkabilirlerdi. İnsanlar değil. Zorlukla giyindi, cüzdanını cebine atıp …

+ Read More

Perşembe Bölüm 33

Perşembe Bölüm 33

Hala neden her ayın üçüncü perşembe günü Zeyra’ya gitmem gerektiğini belki başka insanlar anlamaz ama bunamış bir Yiğit Ünsal’ın anlayacağını umuyorum. Kendime başka not yazmalı mıyım, onu da bilmiyorum. Detaylar öylesine önemini yitirdi ki… Kalanı bilinmese de olurmuş gibi geliyor. Yine de anlatılanları mutlak gerçeklermiş gibi kabul ettiğim anlamı çıkmasını pek istemem. Ben o gece …

+ Read More